Tolga Öztorun

Merhaba, öncelikle okuyucularımızın sizi tanıyabilmesi için kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

40 yaşındayım turizmciyim, vejeteryan besleniyorum,çok uzun zamandır sokak hayvanları için gönüllü çalışmalar yapıyorum. Elbette hayvanlar ile ilgili kısa filmlerim ve sergilerim oldu. Uzun seneler radyo programı hazırladım ve sundum.Sektör dergilerinde gazetelerde yazılar yazdım. Yetişkinler ve çocuklar için hazırladığım ayrı iki küçük seminer var. Zaman zaman bu seminer ile Türkiyeyi geziyorum. Çok keyifli oluyor. Geçtiğimiz senelerde çıkarılmak istenen torba yasadaki hayvan hakları yasasını protesto etmek için kendimi arkadaşlarım ile Boğaziçi Köprüsüne bile zincilemişliğim var. Şimdi ise Kedi-Siz isminde bir mini röportaj köşesi hazırlıyorum. Sürpriz bir çocuk kitabı projesi hayali kuruyorum.
Evcil hayvanınız var mı? (kedi-köpek) Kaç tane?

15 yaşında sahiplendiğim ilk köpeğim Dost hariç beraber yaşadığım tüm hayvanlarımı evlat edindim.  Genelde yaşlı ve engelli hayvanlar olmasına özen gösterdim. Kimsenin pek de istemediği hayvanlar ile çok mutlu bir ömür yaşadım. Son dönemleri olduğu için genelde çok ölüm tattık.
Bir süredir hem ruhumu hem de bedenimi dinlendirmek İçin kalıcı Olarak yeni hayvan almıyorum. Şu an bir kedim var o da maalesef Corona + bu sebeple sağlıklı başka bir kedi alamıyorum. Belki beni biraz durdurduğu için "KIZIM” özel görevle gelmiş bir kedi Olabilir.
Hayatınızda en çok iz bırakan kedinizden bahsedebilir misiniz?

Her ne kadar onlarca kedi ile yaşadıysam da, Edrettin isminde bir Iran Kedisi en çok kalbimi çalandı. Traş için kliniğe bırakılma bahanesi ile terk edilmiş, aylarca klinikte kafeste kalmış bir zavallıydı. İnsanların elinde öyle çok hırpalanmıştı ki, her fırsatta ölmeye çalışıyordu. Benim ile yaşadığı iki sene boyunca hep çeşitli sorunlar ile veteriner hekim kontrolü altında Oldu. Sol kolumda kalbime yakın bir yerde onu Simgeleyen bir kedi dövmem var.
Sizce bir kedi ile yaşamak bir ayrıcalık mı? veya kedi ile yaşamanın avantajları nelerdir?

Kedisiz bir yaşam olamaz. Bir ayrıcalık değil, avantaj değil bir gerekliliktir. İnsan ruhunu en güzel anlayacak arkadaşı kedidir. çok uzun süredir hiç kedisiz yaşamadım. Ömrüm kedi kakası toplayarak geçti diye arada gülüyorum.Kedisiz yaşamak çok yavan olurdu. Öyle çok şey öğreniyorum ki onlardan, uslanmaz bir kedici olduğumu gönül rahatlığı İle söyleyebilirim.
Mesleğinizle alakalı olarak kediden (kedi anatomisi, esnekliği,
görselliği veya karakteri olarak) ilham aldığınız zamanlar oluyor mu ?

Çalışırken kedinin anatomisinden çok ruhunu bürünmeyi seviyorum. Katı ,biraz sert ve boyun eğmez haline bayılıyorum. Hiçbir zaman bir kedi kadar esnek olamadım hahaha:)
Bir günlüğüne şehrin yönetimi kedilere verilseydi, sizce ne yaparlardı ?

Bence şehrin yönetimini kedilere verme fikri çok fantastik, Bayıldım bu fikre. Düşünsenize tüm şehri aşk sarardı. Güzel müzikler, sıcacık hava,lezzetli yiyecekler olurdu. Tûm şehir birbirine kur yapardı. Eminim ki aşk kazanırdı. Kesinlikle anarşik bir düzen Olurdu. Kimse kimseye istemediği bir şey yaptıramazdı. Temiz ve adil bir düzen olacağı kesin olurdu, Bir sabah uyandığımızda şehirdeki tüm kedilerin ayaklanıp, yönetimi ele geçirdiği günü görmeden ölmek istemiyorum :)
Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

KHEDİ Derneği harika bir oluşum. Öylesine umutluyum ki, çünkü uzmanlaşma fikri en ihtiyacımızın olduğu şey. Keşke ülkemizdeki tüm veteriner hekimler uzmanlaşsa, Ayrıca değerli Hocam Mustafa Aktaş bu ülke için gerçekten bir onurdur. Bilgisinin son damlasına kadar sömürmeli,kediler için köle etmeli onu. Ayrıca öğrencilerin gelişimi için planladığınız çalışmalar gurur verici. İyi ki varsınız.
KHEDİ ekibi olarak bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz.

Esas ben teşekkür ederim. Eminim daha güzel işlere beraber imza atacağız. Sevgiler, iyi günler…,

Geçen Haftanın Kedileri