Lara Di Lara

Lara Di Lara: Çocukluğumdan beri çok fazla kediyle vakit geçirmiş olsam da ilk yer eden, aslında çok kısa bir beraberliğimiz olmasına rağmen, mahallede oynarken duvar dibinde bulduğum yavru oldu.

Kendim de ufaktım, o daha da ufaktı. Neredeyse yeni doğmuş ve tam ne olduğunu anlayamadığım bir sorunu vardı. Etrafta annesini de bulamamıştım. Dayanamayıp bir kutu bulmuş, evdekiler ne der düşünmeden götürmüştüm. İlkokullu ben henüz kendim idare edemeyeceğim için babam veterinere götürmüş, sonrasında bir süre beraber bakmıştık. Fakat ne yazık ki hastalığı sebebiyle çok geçmeden aramızdan ayrıldı. Çok sevdiğini kaybetmenin gerçek hayatta ne olduğunu ilk o zaman yaşamıştım. Dolayısıyla kısa, üzücü ve fakat hayatımda yer etmiş, önemsiz görünebilecek çok önemli bir deneyimdi.

Sonrasında ve hala yazlıkta çok fazla kedi baktım bakıyorum ama evimde benimle beraber yaşayan kızım Milo’nun yeri bambaşka. Onunla tabi bir sürü anım var ama en sevdiğim şeylerden biri, beraber rutinlerimiz olması  Akşam yatmaya hazırlandığımda resmen o da hazırlanıyor. Son bir yemeğini yiyor, su içiyor, tuvalete gidiyor ve gelip yanıma kıvrılıyor.

Bu sadelik ama birçok şeyin temeli, yaşamayı manalı kılıyor!

Tolga Öztorun:  Albümde doğaya, havaya, topraklara, inançlara neden teşekkür ediyorsun? Bu doğanın içinde senin için hayvanların yeri nedir?

Lara Di Lara: Çünkü yaşamı sağlayan, öğreten ve besleyen onlar. Hayvanların yeri kalbimin, aklımın ve ruhumun tam ortası.

Ayrıca kendimin de, hepimizin de hayvan olduğuna inanıyorum.

Tolga Öztorun: İçinden kedi geçen şarkıların var ( “Hepsini ve Her şeyi – Rüzgar” gibi). Bu edebiyat – müzik ve kedi bağlantısı nedir?

Lara Di Lara: 

Gözlem

Anı

ve

Gerçek…

Tolga Öztorun: Teşekkür ediyorum, iyi ki varsın.

Lara Di Lara: Ben de teşekkür ederim, sen de iyi ki varsın.

Röportaj : Tolga Öztorun

Kaynak :Yeşil Gazete

Galeri

Geçen Haftanın Kedileri