Kemal Hamamcıoğlu

Kemal Hamamcıoğlu : Hayvan sevmek ayrı bir sevme biçimi değil

Çok seneler evveldi… Belki 10 senesi kesin var. Benim ilk kısa filmim çıkmıştı, onun ise ilk televizyon programı yaptığı dönemlerdi. Ben ona konuk oldum. Benim kısa filmi, hayvanları konuştuk. O gün bugündür durmadan konuşuyoruz.

Bazı projelerimizi kimse bilmeden ilk birbirimize anlattığımız doğrudur. Bildiğim en naif adamlardan biridir o. Bir şeyi seviyorsa emin olun ki o şey sevilesidir.

Önce üç oyun yazdı… Kabin, hayatta seyrettiğim en sarsıcı şeydi… Garaj, çıkınca dayak yemiş gibiydim, Kaplan Sarılması, tuhaftı.

Mesela ayrılık ise ben de yaşıyorum, aşk ise ben de yaşıyorum neden böyle ifade edemiyorum diye düşündürüyor beni…

Performans videoları çıkıverdi sonra… Her biri sert ve içsel… Can yakıcı… En çok da “ Ayının karnına basma” Sormayın nedenini…

Şarkı söylüyor, öğretmenlik yapıyor, yazıyor, çiziyor çünkü kocaman bir kalbi var.

En sonda yeni romanı, ilk romanı “Birini Pencere Kenarına Çiçek Koyacak Kadar Sevmek Lazım” girdi hayatımıza. Hepimiz kadar yalnız bir kahraman işte… Kapağını sevmedim J ama onun bir bildiği vardır.

Her şeye rağmen hayat devam ediyor.

Çünkü o Kemal Hamamcıoğlu

Tolga Öztorun: Önce elbette kedilerden bahsedelim istiyorum. Başka konuşacak neyimiz var ki? Kedi sana ne ifade ediyor Kemal? Birçok performansında kediler geçiyor. Nedir bu kedilerin sırrı hayatında?

Kemal Hamamcıoğlu: Kedi demek,  zaman demek.

Bir kediye baktığımda, gözlerinde zamanın öfkesini görüyorum.  Yazdığım romanda da, oyunlarda da, performanslarda da hep bir kedi, köpek, kuş ya da ağaç var. Çünkü insan değil de onların hikâyesini anlatmak, insanı anlatmaktan daha anlamlı.

Onlar soğukta güçlü ve gerçek. Soğukta bırakılanların hikâyesini takip ediyorum. Sıcak evler hiç ilgimi çekmiyor.

Tolga Öztorun: Sokak kedilerine özellikle düşkün olduğunu biliyorum. Parkları seviyorsun.  Biraz hayal kuralım onların hayat kalitelerini arttırmak için neler yapılabilir?

Kemal Hamamcıoğlu: Hayvan sevmek, ayrı bir sevme biçimi değil. İnsana sevmek öğretilmeli. Sevmeyi keşfetmeli insan, dünyayı keşfetmeden önce. Sevgisizlikten bu ötekini yok etme hali.

Sokaktaki hayvanların yalnız, aç, çaresiz kalmamaları için kalp diliyorum insanlara. Böyle bir kalbin hayalini kuruyorum. Atan, duyan kalpler evlerde ve sokaklarda… Tek hayalim bu. Sokakları duyan kalpler.

Tolga Öztorun: Kısa bir soru olacak ama benim için en önemli soru galiba bu Kemal, kısırlaştırma hakkında ne düşünüyorsun?

Kemal Hamamcıoğlu: Kısırlaştırmanın, sokak hayvanları için çok çok önemli olduğunun bilincindeyim. Çünkü sokakta ne kadar az olurlarsa, o kadar çok hayatta kalabilme şansları olur.

Sokakta hamile bir kedi, hamile bir köpek görünce ruhum parçalanıyor. Aylarca nasıl baş edecek yavrularını sokakta, araba altlarında, ormanda yaşatmak için anneler? Kaç yavru daha ölecek? Kaç kış böyle geçecek?

Kısırlaştırmak adı altında sokaklardan hayvanları toplayan, onları iğnelerle öldüren, yalanlara sığınan bütün yerel yönetimlere bela okuyorum. Bazen bela okumak iyidir. Hele de gerisinde bir sürü ölen can varsa. Vicdan diliyorum topraklarıma. Kalpsizlere, kalp diliyorum.

Tolga Öztorun: Teşekkür ediyorum, iyi ki varsın. Seni seviyorum.

Röp: Yeşil gazete Tolga Öztorun  link

Galeri

Geçen Haftanın Kedileri