Fehmi Öztürk

Tolga Öztorun: Birbirinden güzel dört güzel kızın babasısın. Zaman içinde hep çaresiz kedileri sahiplendin. Nedir seni bu çaresize yakın kılan?

Fehmi Öztürk: Açıkçası hayvan sevgim çocukluğumdan beri hep oldu. Çocukken tavşanlarımız tavuklarımız köpeklerimiz koyunlarımız güvercinlerimiz vardı. Bayağı hayvanlar içinde geçirdiğim bir çocukluk yaşadım. Hayvanların davranışlarından duygu dünyalarını az çok anlayabiliyordum.

Büyüdükçe eve hapsedilen hayvanlar için üzülmeye başladım, bayağı insanlar tarafından kontrol altında tutulan başka canlılara dönüştüğünü düşünüyorum hayvanların, kaka saatlerini bile biz belirliyoruz.

Eve kedi almaktan çok, dışarıda hayatlarını devam ettiremeyecek hale gelmiş eve alıştırılan ve bakılamayan kedileri alıp onlara alıştırıldıkları ev hayatında daha huzurlu bir ortamda hayatlarına yardımcı olmak niyetiyle evimizin kapılarını açtım…

Şu an dört kediyle yaşıyorum. Pembe, Perihan, Ayten ve Şenay. Dördü de başkaları tarafından satın alınmış, çeşitli sebeplerle bakılamamış kediler.

Tolga Öztorun: Hayatında onlardan sonra neler değişti?

Fehmi Öztürk: Her gelen kediyle mama ve veteriner masrafları arttı 

Şaka bir tarafa hayatımda çok büyük değişimler olmadı. Dediğim gibi hayvanlar içinde büyüdüğüm için bende büyük değişimler yaratmadı ama özellikle Perihan’ın geçirdiği değişimi görmek canlılar üzerindeki etkimizin iyileştirici özelliği bende iç huzur yarattı.

Perihan çok kedili bir evde hem hayvan hem insan şiddetiyle büyümüş bir kediydi. Eve ilk geldiğinde sadece Pembe vardı, Pembe’ye de insanlara da uzun süre yaklaşmadı hatta bir zarar görecek diye fazlasıyla saldırgandı, diş geçiriyordu tırnaklıyordu. Pembe de ben de sabırla Perihan’ın iyi olacağını bekledik, özellikle Pembe, Perihan’ın tüm saldırılarına tepkisiz kaldı, ben tüm ısırık ve tırnak darbelerine rağmen Pembe’yi okşadığım sevdiğim kadar Perihan’ı okşadım sevdim özen gösterdim.

Perihan kendini sevdirmediği gün Pembe’yi de sevmedim; bu evde her canlı eşit şartlar altında yaşayacağına onu ikna etmeye çalıştım ve başardım. Perihan şu an kucak kedisi olmuş durumda 

Perihan’daki bu değişimi Pembeyle birlikte gerçekleştirdiğimiz için çok mutluyum.

Tolga Öztorun: Bu dört güzel kız da ırk kediler? Neden bu ırk takıntısı?

Fehmi Öztürk: Birlikte yaşadığım 4 kedi de ırk; Pembe Abbysinian, Perihan Van kedisi, Ayten sfenks ve Şenay Scottish. Dördü de beni buldu diyebilirim.

Pembe ve Perihan senin sayende eve girdi, herhangi bir ırk takıntım yok, seni aradım “hayatımı düzene soktum bir kediyle evimi paylaşabilirim artık” dedim ve tamamen tesadüf önce Pembe bir yıl sonra da yine senin sayende Perihan hayatıma girdi 

Ayten’i çok yakın bir arkadaşım almıştı; bir gece telefonum çaldı “Fehmi ben bu kediye bakamıyorum; onu mutsuz ettiğimi düşünüyorum senden daha iyi bakacak birini bulamayacağım sanırım, sana getiriyorum” dedi ve Ayten de eve böyle girdi.

Şenay ise iş arkadaşımındı, o da bakamayacağını söyleyince “getir ben bakarım” dedim ve Şenay da hayatımıza bir buçuk ay önce böyle girdi.

Sokaktan kedi almayı çok düşünmedim çünkü bir kedinin yaşaması gereken yerin ev olmadığını düşünüyorum; bu yüzden sokakta yaşama becerileri unutturulmuş kedilerle evimizi paylaşıyorum.

Tolga Öztorun: Teşekkür ediyorum, iyi ki varsın.

Röp:  Tolga Öztorun
link : yeşil gazete 

Galeri

Geçen Haftanın Kedileri