Kedilerde Haemobartonellosis
Dünyanın  her yerinde hayvanlarda yaygın olan Haemobartonella türleri, Türkiye’de;  sığır, fare, kedi ve köpeklerde tespit edilmiştir. Haemobartonella kanda  ikiye bölünerek çoğalır. Eritrositlerin üzerinde yan yana dizilmiş  coccilerden oluşan ince çubuklar halinde görülürler. Plazmada nadiren  serbest olarak bulunurlar. Enfeksiyonu genellikle belirsizdir. Nadiren klinik  hastalık oluştururlar. Splenektomi; etkenlerin daha fazla ve daha kolay  görülmelerini sağladığı gibi klinik semptomları da alevlendirir. Anemi  gelişmiş, dalağı büyümüş ve splenektomi yapılmış hayvanlarda hastalık  göz önüne alınmalıdır. Genelde arthropodlar ile taşınan etkenler oral ve  parenteral yollarla alınır.
  Haemobartonella  ilk kez 1921 yılında Mayer tarafından albino ratlarda görülmüş ve H. muris olarak isimlendirilmiştir. Bu  soya bağlı türlerin kanda ikiye bölünerek çoğaldıkları bilinmektedir.  Eritrositlere sıkıca tutunup nadiren plazmada serbest olarak bulunmasıyla ayırt  edilir. Doku hücrelerine asla bağlanmazlar. Bir membranla çevrili olan coccilerin  nukleusları belirgin bir membranla sınırlı değildir. Cocciler genel olarak  0.1-0.7 μ büyüklüktedir. Bazı türlerde cocci ve çubuklar diğer türlerin  cocci ve çubuklarına göre daha büyük ve uzun olabilir. Genelde arthropodlar  ile taşınırlar ancak vektörlerde etkenlerin morfolojisi hakkında bir bilgi  yoktur. Splenektomi yapılmamış ve immun zarara uğramamış hayvanlarda  etkenler kolayca görülmezler. Teşhiste IFA ve komplement fikzasyon (KF)  testi uygundur.
  Fagositosis  ve intravaskuler hemolisis sonucu eritrositlerin yıkımı ile karakterize bir  hastalık oluşturup sonuçta hemolitik anemilere sebep olurlar. Hastalık  arakonakçıların ölümüne sebep olmaz. Hayvanlarda nadiren klinik hastalık  oluşur. Hastalık splenektomi yapılmayan hayvanlarda belli olmayan bir anemi  ile karakterizedir. Anemi öncesindeki ilk ateşli safhada fazla sayıda olan  etkenler anemi safhasında azalır. Splenektomi ve enfekte kan inokulasyonu  sonucuda daha fazla ve daha kolay görülürler.
  H. felis: Evcil kedilerin parazitidir.  Antikorlar IFA ve Elisa ile teşhis edilebildiği gibi PCR ile de teşhis  edilebilir. Enfeksiyon akut, subakut ve kronik seyreder. Akut olaylarda yoğun  parazitemi süresince perifer kandaki etkenlerin sayısına bağlı olarak  ilerleyen makrositik hipokromik ve şiddetli ve öldürücü hemolitik anemi,  değişken bir ateş, zayıflık, depresyon, anoreksiya, kilo kaybı, halsizlik,  apati, iştahsızlık, mukozalarda solgunluk, mukozalarda ve deride sarılık ve  şiddetli dehidrasyon görülür. Solunum sayısı 25/dk., nabız sayısı 110/dk.  ve vücut sıcaklığı 38,4 ºC civarındadır. Kan muayenelerinde eozinofili,  anizositozis, trombositopeni, lökositozis, nötropeni, lenfositozis,  monositozis ve bazofili görülür.
  Kedilerin  enfeksiyöz anemisi olarak bilinen bu hastalıkta dalak büyür ve koyu bir renk  alır. Kesit yüzü sertleşip dışa doğru tümsekleşir. Yağ infiltrasyonu  nedeniyle açık sarı bir renk alan sidik kesesinin seröz yüzeylerinde  hemorojiler bulunur. Lenf yumruları büyür.
  Kedileri hastalıktan korumak için artropod vektörlerle mücadele edilmesi,  aşılamaların düzenli yapılması, risk faktörlerinde belirtilen hastalıklar  için düzenli olarak tarama testlerinin yapılması, bu hastalıkların zamanında  tedavi edilmesi, kavga yaralanmalarının önlenmesi için kedilerin dışarıyla  temasının kısıtlanması, kedi bakım evlerinde rutin taranması ve olası  taşıyıcıların tespit edilmesi önemlidir.











