Kedilerde Hipertansiyon

Kedilerde Hipertansiyon

Tarihsel olarak, arteriyel tansiyonu sayısal olarak ölçmeye yönelik ilk girişimler hayvanların kan basınçlarının ölçülmesi ile başlamıştır. Buna rağmen kan basıncı değerlerinin izlemesinin veteriner pratikte henüz rutin bir prosedür haline gelmemiş olması ironiktir.

Hayvanlarda kan basıncı ölçümünün nadiren yapılmasının birkaç nedeni vardır. Arteriyel kan basıncının doğrudan ölçümü ağrılı, invaziv ve enfeksiyona yol açma potansiyeli yüksek olan bir prosedürdür. Ölçüm için kullanılacak kateterin doğrudan bir artere yerleştirilmesi genellikle büyük morluklara neden olur. Dolaylı (invaziv olmayan) yöntemler ise daha pratiktir.

Kan basıncı, ekstremite üzerinde bulunan büyük bir damarın üzerine  kaf yerleştirilerek ölçülür. Bu yöntem geçmiş yıllarda özellikle 10 kg’ın altında olan hayvanlarda, büyük damarların anatomik olarak kafların sarılmasının nisbeten zor olduğu daha yukarı bölgelerde konumlanmasından dolayı zordu. Son on yılda hayvanlarda kullanılan kan basıncı ölçüm cihazlarının geliştirilmesi ölçümlerin eskisinden daha kolay yapılmasını sağladı.

Kan basıncının dolaylı ölçümü için birkaç farklı teknik vardır. En yaygın iki teknik Doppler tekniği ve osilometrik tekniktir.
Doppler tekniği ile kan basıncı, ekstremiteler veya kuyruktaki büyük arterlerden birinin üzerine küçük bir ultrason probu yerleştirerek ölçülür. Proba bağlı bir amplifikatör, her nabız atışı için duyulabilir sesler üretir. Probun proksimaline tansiyon aletinin kafı yerleştirilir ve kaf damardan, nabız sesleri duyulamayana kadar şişirilir. Daha sonra manşetin içindeki havanın yavaşça dışarı çıkması sağlanır. Nabzın kalıcı güçlü olarak saptandığı basınç değeri sistolik arter kan basıncıdır.
Osilometrik teknikle yapılan ölçümlerde , arter çapı değiştikçe basınç salınımlarını tespit etmek için bir kan basıncı kafı kullanır. Sistolik arter kan basıncı, salınımların amplitüdü aniden arttığında belirlenir. Şu anda mevcut olan teknoloji ile kan basıncı değerleri doğru olarak ölçülebilmektedir.

Etiyoloji
Kedilerde hipertansiyona artık daha fazla rastlanılmaktadır. Kronik böbrek yetmezliği, kedilerdeki sistemik hipertansiyon ile ilişkili en sık görülen hastalıktır; böbrek yetmezliği olan kedilerin yaklaşık% 20'si hipertansiftir. Her ne kadar veteriner hekimler arasında hangi kan basıncı değerlerinin hipertansiyon olarak  tanımlanmasına ilişkin farklı görüşler olsa da, çoğu veteriner hekim, 160 mm Hg üzerindeki sistolik arter kan basıncının hipertansiyon tanımına uyacağı konusunda hemfikirdir.

Klinik Bulgular
Tedavi edilmeyen sistemik hipertansiyon başta gözler, kalp ve böbrekler olmak üzere çok çeşitli organ ve dokulara ciddi hasarlar verir. Gözde retinanın kısmen veya tamamen ayrılmasıyla beraber ani körlük şekillenebilir. Hipertansiyonlu kedilerde kalp daha fazla kan pompalamak ve dolayısıyla daha fazla çalışmak zorundadır. Bu duruma kalp kası uyum gösteremez ve giderek kassel yapı incelir ve sonunda konjestif kalp yetmezliği gelişir. Böbrekler de yüksek tansiyondan kaynaklanan hasara karşı hassastır. Kontrol altına alınmamış hipertansiyonu olan kedilerde böbrek hastalıkları daha hızlı ilerler.

Prognoz
Hipertansiyonun erken teşhis ve tedavisi önemlidir. Hipertansiyonla beraber seyreden sekonder kardiyak değişiklikler kedilerde yaygındır, ancak yüksek kan basıncı erken dönemde fark edilip kontrol altına alındığında hasar geri dönüşümlü olabilir. Hipertansiyondan kaynaklanan görme kayıpları ise nadiren geri döner. Böbrek yetmezliği ilerleyici bir hastalıktır ve hipertansiyonu kontrol etmek böbrek hastalıklarının tedavisinin önemli bir parçasıdır.

Tedavi
Kedilerde hipertansiyon, genel olarak kalsiyum kanal blokörleri, ACE (anjiyotensin dönüştürücü enzim) inhibitörleri, beta blokörler ve ARB (anjiyotensin reseptör blokörleri) gibi gruplara dahil ilaçlarların monoterapi veya gerekli durumlarda kombine edilerek kullanılması ile kontrol altına alınmaya çalışılır.
Tedavi başladıktan sonra kedilerin çok yakından takip edilmesi zorunludur. Kan basıncını normale döndüğünde, ölçümler her üç ayda bir tekrarlanarak kontrol edilmelidir. Hasta sahipleri, tansiyon yüksekliği belirtileri ve yüksek tansiyonun sebep olabileceği hastalıklar konusunda bilgilendirilmelidir. Yanı sıra kedilerinde hipertansiyonla ilgili bir belirti fark ettikleri anda  rutin kontrol zamanından daha erken kontrole gelmeleri gerektiği konusunda uyarılmalıdır.

Günümüzde hipertansiyonun tanısının kolaylaşması sayesinde, sıklıkla neden olabileceği göz, kalp ve böbrek hastalıklarının teşhis, tedavi ve hatta önlenmesinde veteriner hekimler daha etkin rol almaktadır. Hayvanlarda kan basıncı ölçümünün teknolojinin gelişmeye devam etmesiyle beraber insanlarda olduğu gibi rutin hale gelmesi beklenebilir.

 

Geçen Haftanın Kedileri