“Siyam Kralı’nın efsanevi kedisidir. Kralın bu ırka değer vermesinin sebebi sadece muhteşem güzelliği değildir; aynı zamanda bekçilik görevini de layıkıyla yapması Kralın dikkatini çekmiştir. Öyle ki; tahtın etrafını çevreleyen sütunların üzerine bu kediler yerleştiriliyordu. Tehlike anında Kralın güvenliğini tehdit eden kişinin üzerine Siyam kedisi atlıyordu. O kadar yüksekten atlamanın etkisiyle kişiyi yere düşürür ya da yüzünü çiziklere boğardı. Bu efsanenin doğru olup olmadığı ise tam bir muammadır. Avrupa’da görülen ilk Siyam kedileri, Siyam Diyarı Kralı tarafından başkonsolosluğa hediye olarak verilenlerdir. Amerika’daki ilk Siyam kedisi de Siyam Kralı tarafından bir arkadaşına hediye edilen kedidir. 1890’lar ve 1900’lerde Siyam kedileri Britanya, Fransa, Japonya ve Siyam’dan Kuzey Amerika’ya ithal edilmiştir. 2. Dünya Savaşı’na kadar ender görülen bu ırk o süreçten sonra en yaygın kedi ırklarından biri olarak görülmüştür. Bu ırkın değişik renklerini üretmek isteyen yetiştiriciler yapılan çalışmalar sonucunda bazı Siyam kökenli yan ırklar ortaya çıkarmışlardır. Bunlardan bazıları Colorpoint Shorthair, Javanese ve Ocicat'tir. Siyam kedileri oldukça dikkatli ve zekidirler. Tüylerinin renklerine göre karakteristik özelliklerinin değiştiğine inanılır. Fok lekelinin daha dışa dönük, mavi lekelinin daha şefkatli, çikolata lekelinin ise daha neşeli ve oyuncu olduğu sanılır. Burun, kulak ucu, pati ucu gibi bölgelerdeki koyu renk tüyleri ise son derece karakteristik bir özelliktir. Siyam kedilerinin  yatkın olduğu birkaç hastalık bulunmaktadır. Bunların başında gingivit ve karaciğerin zarar görüp işlevsiz hale gelmesine neden olan amiloidosis hastalıkları gözlenmektedir. Ayrıca siyam kedilerinde sıklıkla tümöral oluşumlar (meme tümörleri ağırlıklı olmak üzere) ortaya çıkmaktadır. Zor doğum, hiperlipidemi, nistagmus, cücelik, bazı kemik hastalıkları, kalça çıkığı, dejeneratif eklem hastalıkları, hepatomegali gibi hastalıklarla da sık karşılaşılabilir.”